4 Eylül 2017 Pazartesi

üç ihtimalli rekabetten yüce olanlar

Bir keresinde not defterimi kaybederim diye çok korkmuştum. Yanlış hatırlamıyorsam dokuz yaşlarımın sonuydu ve en büyük günah planlarımın yazılı olduğu not defteriydi o. Bir çocuğu dövmekten, bir kızı öpmekten bahsediyordum.

Not defterini planların yazılı olduğu bir defter sanmıştım. Bir ajanda tutacak kadar yoğun planlarım yoktu o yüzden önünde tırtıklı ve üç boyutlu bir kaplan resmi olan not defteri hayatımı idare edebilecek kalınlıktaydı. 

Yazdıklarımın hiç birisi sanki bana ait değilmiş gibi korkuyordum. Sanki hiç birisi aklımın bir köşesinde yazılı değilmiş gibi hatta sanki onları yazan ben değilmişim gibi korkuyorum, o not defterini kaybedersem. O not defterini kaybedersem;
Tüm planlarım alt üst olur,
Her şey açığa çıkar,
Baştan başlamak zorunda kalırım,
Rezil olurum,
Okuldan atılır,
Mahalle takımına giremem,
Komşunun güzel kızı bir daha yüzüme bakmaz,
Karne günleri bakkallar kapılarını kapatır,
Çocukluğum biter gibi hissediyordum.

Bir de babam bir gün geri gelirse, ona söyleyeceklerimi unutmamak için bir sayfanı ona ayırmıştım. Bu yüzden acılı hayallerle o yaşlarda da aram oldukça iyiydi. Ellerim küçük ve et doluydu ama, sıktığım zaman hep bir anlamı vardı. Hiç başkalarının yaşlarını silecek kadar olgun gözükmezlerdi zaten benimkilerle çok zaman harcamışlardı. Bir gün birisi tutmak isterse diye hep kuru tuttum, kuruttum ıslandığından sonra. 

O not defterini kaybedersem diye çok korkuyordum. Güzel bir yatırımım olmadığı için hayata bırakabildiğim tek değerli varlığım o küçük kareli sayfalarmış gibiydi. Öyleydi de...

O not defterini kaybedersem eksik büyür, alay konusu olurdum...

Kaybettim de...

İnsanın korktuğu da başına gelirmiş ya, ya da geçen gün söylediğim gibi "İnsan kazanmak için her şeyini vermeye hazır ama kaybetmek içinde her şeyi yapıyor" 

Muhtemelen değerli birisinin eline geçmedi, düşündüğüm gibi kapılarda kapanmadı. Büyük olasılıkla bazanın altında işi bitmiş bir çantanın ön gözünde kaldı. Bir ara çıkmaya niyetlendi ama o günde sanırım evde bayram temizliği vardı. Eski püskü görüntüsünden annem de anlamış olacak ki artık o planlarla işim yoktu ya da o cümlelerle. Muhtemelen o ortaya çıkmaya karar verdiğinde benim planlarım değişmişti. Artık kadınlar öpülünce günahkar olacak kadar masum değil, o piç kuruları da dövülünce adam olacak kadar yaramaz değillerdi. 

Ama ne hikmetse bıraktığı korkusu kalıyor, artık o da nasıl oluyorsa?

Objeler yer değiştiriyor, ama içinde uykularını tırmalayacak kadar soğuk olan o korku kalıyor. Senin ellerinin etleri parmaklarının içine yayıldıkça o korku daha çok yer bulmaya başlıyor avuçlarının içinde. Not defterinin kaybettiğinde planlarını kaybedeceğine inandığın o anlar bir an gelince yerini tüm düşlerini kaybedecek kadar büyük bir dehşete çeviriyor.

Küçükken hep büyümek isterdim ama büyüyü... Bir saniye burası çok klişe oluyor. Ben bu oyunu bozarım. Büyüyünce kaybetme korkun nefesin kadar yakınında oluyor her an. Fakat kaybetmek istediğin ya da kaybetmemeye değecek kadar çabalayacağın değerini hataların yüzünden belirleyemiyorsun. Gözünün önünde sabahın sisleri gibi buğulu bir dünya, kalbinin içinde aynı sabahın buzlanması. Bunu ısıtacak insanlar da çıkıyor karşına buna daha çok çığ olacak da... 

Hatalarından korkma not defterinden korktuğun gibi. Sen küçükken misketini ve tasonu kaybetmiş çocuksun. Şimdi kaybettiklerinden not defterlerinden daha değerli olmayacaklar. Bir anlık çizgili sayfaların daha rahat yazıldığını düşünüp seni asıl mutlu edenin ilk küçük kareler olduğunu unutma. Kaybettiğinde yeniden başlayacak gücünün olmadığını düşünsen de, o küçük karelerden dünya üzerinde milyonlarca var. Hepsi senin için belkide! 

Kaybetmek. 
Üzerine günlerce yazılabilecek bir başlık.
Buradan da anlaşılacağı gibi çokta iyi bir konu değil. Sayfalarca yazılıyor olması iyi olduğu anlamına gelmesin. Yani muhtemelen iyi bir şey olsaydı bir cümle ile özetlerler sen de üzerine çok fazla düşünmezdin.

Bu iş sanırım bana düşseydi;

"Kaybettiğinizi düşündüğünüz zaman yalnız kaldığınızı düşündüğünüz insanlarla berabere kalın, kaybetmeyin ya da kazanmayın."


2 yorum:

  1. Muhteşem bir yazı tebrik ederim abi...

    YanıtlaSil
  2. Bizi asil mutlu eden ilk kucuk kareler��

    YanıtlaSil